GozumuzdenKacanlar

Osmanlı’dan Bugüne Gözümüzden Kaçanlar

Matbaanın Osmanlı’ya Sultan III. Ahmed döneminde, 1729’da, Avrupa’dan 273 yıl sonra geldiğinin söylenmesine karşın, aslında İstanbul’da ilk kitabın 1493’te, Gutenberg’den yalnızca 37 yıl sonra basıldığını; Sinan’ın, bir mimarlık başyapıtı olduğu ölçüde bir mühendislik harikası olan Süleymaniye Camisi’nin hava filtrasyonu ve akustiği için bulduğu özgün mühendislik çözümlerini; 16. yüzyılın en güzel çinilerini barındıran Arakiyeci İbrahim Ağa Camisi’nin nerede olduğunu ve ilginç yapım öyküsünü; 20. yüzyılın en büyük hattatlarından Halim Efendi’nin, Harf Devrimi’nin hemen sonrasında Latin alfabesine çok hızlı bir geçiş yaparak bu yolda da birbirinden güzel eserler ürettiğini; farkında olmadığımız “sadaka taşları” ile her biri geçmişin kent mobilyaları olarak değerlendirilebilecek “hizmet taşları”nın, Osmanlı kent ve sosyal yaşamında ne denli önemli bir yer tuttuğunu; ünlü mizah yazarı Aziz Nesin’in Güzel Sanatlar Akademisi’nde Kâmil Akdik, İsmail Hakkı Altunbezer, Necmeddin Okyay ve Süheyl Ünver gibi dönemin en büyük hocalarından iki yıl boyunca hat, tezhip ve minyatür dersleri aldığını; hem Arap hem de Latin harfleriyle bir hattat kadar güzel yazdığını; 1773 ve 1883 tarihli iki ayrı rozeti olan İTÜ’nün gerçekte kaç yılında kurulduğunu BİLİYOR MUSUNUZ?

Yazar, yıllar süren araştırma ve incelemelerinin ürünü olan Osmanlı’dan Bugüne Gözümüzden Kaçanlar kitabının geliştirilmiş 2. baskısında, yukarıda örnekleri verilen, gözümüzden kaçmış, belki de göz ardı edilmiş, kamuoyunca yanlış, eksik ya da az bilinen kimi konuları okuyucularla paylaşıyor. Kuşkusuz, karanlıkta kalmış tüm tarihsel gerçeklikleri aydınlatmak gibi bir amaç taşımayan kitap, yapılacak yeni çalışmalara esin kaynağı olarak, geçmiş değerlerimizin gelecek kuşaklara aktarılmasının önünü açmayı hedefliyor. 

Menü